Sevgilim Beni Seviyor mu?

İnsanoğlunun derdi hep aynı. İki sorunun cevabını arayıp duruyoruz. “Seviliyor muyum?”, “Değerli miyim?” Konu romantik ilişkiler olunca bu sorunun cevabı için de şahane zeminimiz hazırlanmış oluyor adeta. Ne de olsa iki insanı kendi tercihleri doğrultusunda, sevgi dışında başka hiçbir amaç gütmeksizin bir araya getiren herhangi bir birliktelik türü yok bu anlamda. Pekiyi, iş düşüncelerimizden, inançlarımızdan, temennilerimizden çıkıp uygulamaya geldiğinde de böyle mi oluyor gerçekten acaba?

Biz sevildiğimizin cevabını bu kadar net almak istediğimiz bir ortaklıkta ne oranda sevgi dışındaki ajandalarımızı bir kenara ayırabiliyoruz? Başından başlayalım, yalnız olduğumuz günlerden… Evde tek başına film seyredip yalnız yemek yerken hissettiğimiz duygulara biraz odaklanalım. Sonra dışarda el ele göz göze sevgililere tanık olduğumuzdakilere. Sadece tek başınalığın ağırlığı altında keşke bir sevgilim olsa demiş olabilir miyiz? Uyurken bana sarılacak, başımı omzuna yaslayıp günün yorgunluğunu onun omuzlarına bırakabileceğim biri kulağa nasıl geliyor? Ya da arkadaşınız sizi alındıracak bir şey söylediğinde; “Aaa olur mu bir tanem, sen harikasın, o seni kıskandığı için öyle söylemiş” diyen, sizi koşulsuz destekleyecek biri için ne düşünüyorsunuz?

İşi bir adım daha ileriye alalım. Maddi olarak güvenebileceğiniz biri nasıl olurdu? Ya da sosyal anlamda sizi o hep istediğiniz seviyeye taşıyabilecek bir sevgili ya da eş? Veya o herkesin rüyalarını süsleyen yakışıklı sizi seçmiş olsa bu size bugün kinden farklı ne hissettirirdi? Hatta görüşmeye başlayalı 3 ay olmuşken size evlilik teklif etse de artık şu “tercih edilmemiş bekar” etiketini hızla ve zevkle söküp atabilseniz? Bu hızla evlilik teklif eden biri o hızda da çocuk ister kesin, eee kızlar “buldun da bunuyosun” derler böylesine, sen kaçırırsan başkası kapar diyen annenin, arkadaşlarının sözüne kulak ver bari, hemen atlayalım!

Atlayalım da, biz neye atlıyoruz farkında mıyız??? Hani nerede o bizim önceliğimiz olan sevgi? Dahası bunların çoğunda karşımızda gerçek bir insan evladı bile yokken beklentiler listesi uzayıp gidiyor. Bu beklentiler yanlış! Bunları silip at kafandan demiyorum. Dediğim şu, bunlar dediğimiz listenin adı ikincil kazanç, o nedenle ilk olarak öncelik sevgi mi ikincil kazançların mı diye soruyorum? Eğer öncelik sevgi değilse, ikincil kazançlarım bana yeter diyorsan; başkasının önceliği olmayı, onun seni çok sevmesini ne oluyor da bekliyorsun? Burada bir çelişki yok mu sana göre de? İkinci olarak da, bu listenin karşısında çoğu zaman bunları karşılayacak reel bir kişi olmaksızın oluşuyorsa liste, o zaman bunların karşı tarafla ilgisi ne? Acaba tüm soruların ve ihtiyaçların cevabı sende mi? Eğer durum bu olabilir diyorsan karşına kim gelse sen bu beklentilerini, sevgiyi, şefkati, takdiri, emeği, desteği kendine veremezken, yani henüz sen kendini sevmiyorken başkası seni ne şekilde sevecek? Dahası sen başkasını ne şekilde seveceksin?

İlişki içinde bazı beklentilerin ve iki kişiyi de sevgi dışında besleyen faktörlerin olması elbette çok güzel. Ama sanırım bu faktörlerin sevmek ve sevilmekte direk bir rolü olmadığını anlamak belki de yürekten sevmeye tekrar başlamak için harika bir yol. Tabi ben öyle kendi kendime düşünüyorum. Kendime “kızım sana söylüyorum” diyorum ama gelinim sen anla…

Sizi Arayalım

İletişime Geçin

Aşağıdaki formu doldurarak bizimle kolayca iletişime geçebilirsiniz.

https://www.high-endrolex.com/5