Ayrılmalı Mıyım?

Güzel günler eskisi kadar sık gerçekleşmiyorsa, bakışları sizi ilk gün ki gibi heyecanlandırmıyorsa, tartışmalı günlerin sayısı tahammül edebileceğiniz sınırın üstüne çıkmaya başladıysa, “ayrılmalı mıyım?” sorusunu ufak ufak aklımıza getirmeye başlıyoruz hepimiz. Ayrılmalı mıyım, yoksa ilişkimi hala kurtarabilir miyim acaba?

Ayrılıktan konuşmadan önce filmi biraz daha geriye sarıp baştan başlamak istiyorum. Hepimiz değerleri olan varlıklarız. Bazı olguları diğerlerine oranla daha önemli buluyoruz. Şimdi size farklı kavramları vurgulayan 10 tane kelime saysam; sevgi, saygı, adalet, güven, özgürlük, sadakat, aile huzuru, maddi rahatlık, özgüven, sağlık; bunların hepsi hayatımızda bulunmasını istediğimiz kavramlardır. Ancak hayat şartları gereği mecbur kalsak, bunların içinden 3-4 tanesi sıyrılacak, diğerleri ise zorunlu bir durumda daha kolay vazgeçilebilir olacaktır. Hepimizin listesinde üst sırada olanlar ile vazgeçebildiklerimiz ise birbirimizinkinden farklı olacaktır. Kısacası önceliklerimiz farklı olacak. İşte bu öncelikler hayatımızın birçok alanında belirleyici rol oynarlar. Karar alışımızdan aşık oluşumuza, motive olma şeklimizden ayrılık kararımıza kadar…

İşte tam da bu noktada ilişkileri bitirme noktasında 2 farklı yaklaşımın çiftlerde gözlemlenebildiğini belirtmekte fayda görüyorum.

  1. Çeşit ayrılık: İlişki olumlu bir seyirde gitmesine ve yıpranmışlık payının yüksek olmamasına rağmen kötü bir olay sonucu aniden alınan ayrılık kararı ile biten ilişkiler.
  2. Çeşit ayrılık: Çok kırıcı veya yıpratıcı bir olay yaşanmamış olsa da; ilk anlardaki heyecanın kaybedilmesi, duyguların değişiklik göstermesi ve monotonlaşma gibi etkenlerden kaynaklı, gittikçe düşen bir mutluluk ve tatmin seviyesinin olduğu, ilişkinin daha iyiye gidebileceğine duyulan güvenin ve emek harcamaya duyulan isteğin azalması ile alınan ayrılık kararı ile biten ilişkiler.

Eğer ikinci grupta iseniz; içinize bir nebze daha fazla su serpmek isterim, çünkü değerler değil, alışkanlık ve davranış kalıpları temelli problemleri çözmek adına günümüzde üzerinde çalışılan birçok yaklaşım, yayın, eğitim ve terapi mevcut. Ve bu yaklaşımların olumlu sonuçlar doğurduğuna dair bulgular da oldukça yüksek. Burada dikkat edilmesi gereken püf noktası; olumlu sonuçlar alabilmek için, çiftlerin zaman, emek ve enerji harcama konusunda istekli ve bu yatırımlarının ilişki için yeterli ve faydalı olacağına dair sabırlı ve ümitli olmaları.

Fakat birinci grupta yer alıyorsanız; burada işler biraz daha limitli bir hal alıyor diyebilirim. Çünkü biraz önce bahsi geçen değerlere saldırıldığı hissedilirse ve/veya bu değerlerin fazlasıyla karşıtı bir görüş-davranış ile karşılaşılırsa, taraflar ayrılmayı en doğru tercih olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla bu konuda olumsuzluk yaşayan bir çifte müdahale alanı oldukça kısıtlı kalabiliyor veya bu konuda yardım almak, konu üzerinde paylaşımda bulunmak çiftler arasında gündeme bile gelmeden alternatif dışı kabul edilebiliyor.

İkinci grupta yer alan çiftler veya bireyler için kendini tanımak, partnerini tanımak, ilişkiyi ve tarafları geliştirmek adına eğitim, seans ve yayınlar oldukça ümit vadeden seçeneklerken birinci grupta yer alanlar için bu alternatifleri geç olmadan değerlendirip temelleri sağlam oturtmakta yarar olabileceği kanısındayım.

Bu noktada birinci gruba, olası olumsuzluklardan kaçınmak adına birkaç öneriyi listelemek isterim.

  1. Eğer mevcut bir ilişkiniz yok ise; potansiyel ilişkiniz için partner adayınızın değerlerini fark etmeye ve onu yakından tanımaya yeterli zamanı ayırmak iyi bir yaklaşım olabilir. Değerlerin mümkün olduğunca uyuştuğu çiftlerin bu anlamdaki risklerden biraz daha uzak olduklarını söylemek çok da yanlış olmaz.
  2. Eğer mevcut bir ilişkiniz var ise; değerleriniz çok da uyuşmuyorsa, bu durumda bu başlıkların tarafları ayrılığa götürebilecek unsurlar olduğunun farkında olarak konulara daha hassas yaklaşmak, çözüm odaklı iletişim modelleri yerine karşılıklı anlayış ve destek ile süreç odaklı modelleri tercih etmek çiftleri olası istenmeyen sonuçlardan koruyabilir. Değerlerin uyuşmadığı alanlar tabii olarak anlaşmazlıkların yaşanabileceği zeminler hazırlasa da tarafların farklılıkları olduğunun bilincinde yaklaşımlarla beklentilerini bu doğrultuda şekillendirmeleri ilişkinin devamı, huzuru ve dengesi açısından faydalı olabilir.
  3. Eğer mevcut ilişkinizde değerleriniz saldırıya uğradıysa veya siz partnerinize böyle bir durum yaşattıysanız; sonucu büyük ihtimalle ayrılık olmuş veya bu sürecin içine girmiş olabilirsiniz. Bu durumda yaşananlardan ders çıkararak, en azından yaşanmışlıklar altında yatan sebepleri fark etmek hem pişmanlık, suçluluk, öfke, nefret gibi duyguların önüne geçecektir, hem de gelecekteki ilişkilerinizde size rehber olacaktır.

 

 

Sizi Arayalım

İletişime Geçin

Aşağıdaki formu doldurarak bizimle kolayca iletişime geçebilirsiniz.

https://www.high-endrolex.com/5