“Uyumak”; ne güzel kelimedir o… Tam da ihtiyacınız olduğu anda rahat yatağınız, puf puf başınızı içine gömebileceğiniz yastığınız, istediğiniz şekilde dolanabileceğiniz, yumuşacık ve sıcacık yorganınız, içinde rahat ve huzurla kendinizi bırakıp dinlenip yenilenebileceğiniz cennetiniz. Hepimiz öyle ya da böyle seviyoruz bu vazgeçilmez ritüeli, ihtiyacımız da var kaldı ki. Ama ya uyanmaya, uyanmaya ne kadar ihtiyacımız var sizce?
Uyanmak ne kadar iyi hissettirir, ne kadar yeniler, arındırır ve dinlendirir bizi sizce?
Tahmin ediyorum ki uyanmaya değecek bir şey var ise hayatınızda, “o şeye” ulaşmak veya “onu” güzelleştirmek, iyileştirmek için yapacaklarınız konusunda durdurulamaz bir istek varsa içinizde, “ona” zaman ayırmaktan keyif alıyorsanız ve tüm bunların gerçekleşmesi için uyanmanız gerektiğinin ve o yataktan kalkarak işe başlandığının bilincindeyseniz bir güç sizi harekete geçiriyor. Siz de başlıyorsunuz bir hareketi diğeriyle takip ederek ilerlemeye. İlerledikçe iyi hissetmeye, iyi hissettikçe yeni birine dönüşüp yenilenmeye, yenilendikçe eskilerden elemeler yapıp arınmaya ve ulaştığınızda istediğiniz noktaya; kendinizi takdir edip dinlenip tadını çıkarmaya. Hatta bu işten karlı çıktıysanız veya karlı çıkacağınıza yürekten inanıyorsanız, başlıyorsunuz, o çok sevdiğiniz, rahat, güvenli ve huzurlu hissettiğiniz uykunuzdan bile vazgeçmeye, daha kısa uykuları tercih edip uyanmanın önemini anlamaya.
Aman yanlış anlaşılmasın “uyku kötüdür” mesajı vermek değil asla bu yazının amacı.
Onun da kıymetini iyi biliyoruz. Yaralarımızı onarmada ve iyileştirmedeki gücünü bir kenara atamayız elbette. Ama uyanmaktan bahsederken uykuyu bir kenara koymak da mümkün olmuyor haliyle. Siz de eminim onaylarsınız; kişinin içindeki uyanma isteğini yaratacak amaçlar bir tarafa, insanı uyandığına pişman edecek tekrar başını yastığın altına gömmek isteyebileceği uyandırma metotları da var nihayetinde. Sarsmak, bağırmak, su dökmek, alarmı uzaklaştırarak kişinin işini zorlaştırmak, olduğundan çok daha geçe kalındığı haberi ile şoklamak, “aman ne halin varsa gör, ben işime bakıyorum” ibareleriyle işi küslüğe, bıkkınlığa taşımak ve daha neler, neler…
Pekiyi siz nasıl uyandırılmak isterdiniz? Uykunun sizin için gerekli ve önemli olduğunu, o esnada ne kadar huzurlu ve güvende hissettiğinizi bilen biri tarafından mesela? Ama uyanmanızın da külfetli görünmesine rağmen sizin için ne kadar büyük katkısı olduğunu hissetmenizde payı olabilecek biri? Size usulca yaklaşan, sizi anlayan, ne kadar çok uyuduğunuz konusunda sizi suçlamayan veya yapmanız gerekenlerin listesi konusunda sizi dürtmeyen, onun yerine uyandığınızda ne kadar iyi gözüktüğünüzü söyleyebilecek biri olabilir mi? Ben yatakta bir 10 dakika daha geçirip kalkmak istiyorum dediğinizde sizi zorlamayan, 10 dakika geçince istediğiniz zamanın geçtiğini size hatırlatacak biri mesela?
Önünüzde engellerin çıkacağı ihtimali varken size günün güneşli olduğunu vurgulayan, ayağınızı yere koyduktan sonra gerisinin geleceği konusunda sizi motive eden biri olsun mu bu kişi? Zorlandığınız, isteksiz olduğunuz sabahlarda bir önceki günü, bir önceki uyanışı ve getirdiği güzellikleri anımsamanıza yardımcı olacak biri? Bu güzelliklere ulaşırken ki sizi size hatırlatabilecek biri?
Olsun tabii. Kim olmasın, istemem der ki. Ama üzücü bir haberim var, böyle bir uyandırma servisi yok. Daha doğrusu, şu şekilde ifade edeyim; fiziksel bir uyanma için böyle bir hizmet yok. Ancak manevi bir uyanmaya, diğer bir değişiyle farkındalığa ihtiyacınız varsa, veya ihtiyacınızın ne olduğunu bile kestiremiyor ama bir şeylerin ters gittiğini fark ediyor ve değiştirmek istiyorsanız, bunu kendi başınıza değil size eşlik edebilecek biriyle yapmayı tercih ediyor ama eşinizin dostunuzun sizi sarsarak, bağırarak, yargılayarak, zorlayarak uyandırmaya çalışması tam tersi etki yaratıyorsa; size harika bir haberim var:
GÜNAYDIN. İşte bana sürekli sorulan; “koçluk da neymiş?” sorusunun cevabı budur. Koçluk tam da istediğiniz şekilde uyanmanıza yardımcı olacak bir uyandırma servisidir. Siz uyanmanın size faydalı olacağına inanıyorsanız, o zaman ben perdeyi usulca aralıyorum, “Günayyyydıııınnnn”.
Aşağıdaki formu doldurarak bizimle kolayca iletişime geçebilirsiniz.